Din alanında bilgi kirliliği üzerine
- Ayrıntılar
- Gösterim: 4654
İnsani yaratıcılık düşüncede başlar. Varlıklara isim verebilen, kelime ve kavramlarla düşünen insan, ürettiği ve kullandığı kelime ve kavramlarla kendine özgü bir dünya yaratır. Bilim, kültür, sanat, teknoloji gibi insan ürünü olan her şey, insana özgü bu dünyada vücut bulur. Hakikate uygunluk dediğimiz şey de, öncelikle dış dünya ile onların zihnimizdeki karşılıklarının ne kadar örtüştüğü ile ilgilidir. Kısaca ifade edecek olursak, insan kelime ve kavramlarla düşündüğü için bu yaratıcılığın niteliği ve istikameti 'bilgi' tarafından belirlenir. Bu bakımdan bilgi insanı hem özgürleştirir, hem de köleleştirir.
Günümüzde bilgiye erişim imkanlarımız çok artmıştır. Ancak, bir o kadar da, sahip olduğumuz bilginin güvenilirliği konusunda kuşkularımız artmıştır. Birtakım odaklar, siyasi, ideolojik, ekonomik vb. amaçlarla, toplumu istedikleri gibi biçimlendirebilmek ve yönlendirebilmek için yoğun çaba harcamaktadırlar. Herkes gücünü, imkanını daha çok artırabilmek, yerini daha çok genişletebilmek, malını daha iyi pazarlayabilmek için her yolu denemektedir. Bu doğrultuda, doğal iletişim yerini büyük ölçüde güdümlü iletişime bırakmıştır. Toplum ciddi bir bilgi kirliliğiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu durum hem kafa karışıklığına, hem de birtakım ciddi rahatsızlıklara yol açtığı gibi, insanların, herkesin ihtiyacı olan birtakım 'varoluşsal doğrular/değerler' konusunda duyarlılıklarını yitirmesine de sebep olmaktadır.